Sağlık Hukuku
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. maddesinde “Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.” denilmek suretiyle sağlık hakkı temel insan hakkı kapsamına alınmıştır. Sağlık hukuku ise sağlık hakkının ve hasta hekim ilişkisinin kapsamını düzenleyen bir hukuk dalı olarak iç hukukumuzda kendisine yer bulmuştur. Hasta Hakları Yönetmeliği kapsamında, hastanın sağlık hizmetlerinden nasıl faydalanabileceği konusunda bilgi isteme hakkı, tabi olduğu mevzuatın öngördüğü usül ve şartlara uyulmak kaydı ile sağlık kurum ve kuruluşunu seçme ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetinden faydalanma hakkı, hastanın, kendisine sağlık hizmeti verecek olan personeli serbestçe seçme, tedavisi ile ilgilenen tabibi değiştirme ve başka tabiplerin konsültasyonunu istemek hakkı, modern tıbbi bilgi ve teknolojinin gereklerine uygun olarak teşhisinin konulmasını, tedavisinin yapılmasını ve bakımını istemek hakkı gibi hakları vardır. Buna karşılık hekimlerin de yine aynı yönetmelik kapsamında, hastanın mahremiyetine saygı gösterme, hastanın rızası dışında ve kanunda yer alan istisnai haller dışında tıbbi ameliyeye tabi tutmama, hastaya rıza formu imzalatılması, hastanın aydınlatılması gibi yükümlülükleri vardır.
Büromuz, hastaların yanlış tedavisi nedeniyle vücutlarında oluşan komplikasyonlardan kaynaklanan cismani zararların tazminine yönelik maddi tazminat davalarını, hastanın psikolojisinin bozulması ve iç dünyasının kararmasından doğan manevi tazminat davalarını hasta vekili olarak takip etmektedir.